10 Nisan 2020 Cuma

Gezi Günlükleri - Mardin, Mayıs 2016




Selamlar, bugün sizlerle 2016 yılında ziyaret etme fırsatı bulduğum mezopotamyanın gözbebeği Mardin'den bahsedeceğim. Şahsen bu kadar hevesli değildim ben giderken lakin gidip gördükten sonra keşke daha önceden görebilme fırsatım olsaydı diye düşündüm hep. Daha fazla tutmadan geçelim konumuza..





Deyrulzafaran Manastırı 

Mardin'e yaklaşık 10 km olan bu manastır bahçesinde zafaran ağaçları bulunmaktadır.
Manastırın duvarları safran rengini, manastırın yapım aşamasındayken duvar harçlarına safran çiçeğini katılmasından almıştır. Şu an hala içerisinde yaklaşık 20 kişinin yaşadığı manastırda günde 7 kez ibadet yapılıyor ve burada ölenler manastıra gömülüyor.



Protestan Kilisesi

1860 yılında Diyarbakır'dan Mardin'e gelen Protestanlar tarafından açılan kilisedir. 1960 yılında Diyarbakır'dan Mardin'e tayin olan Postör Ender Peker'in çalışmasıyla kilise restore edilmiş ve yeniden ibadete açılmıştır.
Kilisede Türkçe İncil ve 150 yıllık körüklü piyano bulunmaktadır.








Sabancı Şehir Müzesi

İsminde de anlaşılacağı üzerine Sabancı Ailesi tarafından yapılan müzedir. Müze şehrin tarihini güzel bir sıralamayla yansıtmaktadır.




Mardin Kalesi

Günümüzde hala askeri olarak kullanılmasından dolayı içeri girilmesi yasaktır. Kale yaygın olarak bilinen Kartal Yuvası adını, Mardin'i kuş bakışı olarak izleyebileceğiniz yüksekliğe yapılmasından dolayı almıştır. Kalenin tahmini olarak M.S 300 yıllarında yapıldığı bildirilmektedir.



Mardin Müzesi

1895 yılında Antakya Patriği İgnatios Behnam Banni tarafından "Süryani Katolik Patrikhanesi" olarak yaptırılmıştır. Binayı Süryani Katolik Vakfı'ndan satın alan Kültür Bakanlığı,binayı restore ederek 2000 yılında Mardin Müzesi olarak hizmete açmıştır. Yapım sürecinde Mardin evleri mimarisinin karakteristik özelliklerine benzetilmiştir.




Kasımiye Medresesi

Artuklular döneminde başlayan medresenin yapımı 15. yy sonlarında Akkoyunlu Sultanı Kasım ibn Cihangir döneminde tamamlanmıştır .Dönemin en fazla maddi kaynağa sahip medresesi olarak bilinir.

 Kasımiye Medresesi bir rivayete göre, Kasım Paşa'nın kız kardeşi, Kasım Paşa medrese içinde öldürüldüğünde kanlı gömleğini ağıtlar eşliğinde duvarlarına sürmüştür ve hala o duvarlara su döküldüğünde duvardaki kan izleri belli olmaktadır.

Bu medresenin içinde kapısı yarı insan boyunda olan 2-3 metrekarelik sınıflar mevcuttur. Kapıların bu kadar küçük yapılmış olmasının nedeni, içeriye giren kişiyi eğilmek zorunda bırakmak ve bununla birlikte içerde bulunan Kuran ve ilme saygıyı güçlendirmek olduğu söylenegelmiştir.

Medrese içerisinde bulunan duvarlardan birinde  minik bir delikten çıkan su, taştan bir küvete dolmakta ve küvetin altındaki delikten de avlunun içine akmakta, çok yüksek bir tepede inşaa edilen medresenin avlusunda oluşan minik dere kayalıklardan aşağı doğru süzülüp ve uçsuz bucaksız mezopotamya ovasına dökülmektedir. Burada; delikten çıkan su doğumu, küvete dolan su hayatı, avluya süzülen su ölümü, mezopotamya ovasına akmakta olan su ise sonsuz yaşamı ve o suyun kıymetini, anlamını, doğumu, yaşamı ve ölümü kavrayanlar için cenneti temsil etmektedir.






Mor Gabriel Manastırı

Manastırın temelleri Savurlu Mor Smuel ile Kartminli Mor Şemun tarafından MS.397 yılında atılmış ve yapı kısa sürede tamamlanmıştır.
Süryanilerin anayurdu olarak bilinen Tur Abdin platosunda bulunmaktadır. Manastır, Süryanilerin cihandaki ilk ibadet yeridir.

Mardin’de 2.000 civarında, Türkiye’de 30.000 civarında ve tüm Dünya’da ise 2.000.000 civarında Süryani olduğu tahmin edilmektedir. Mor Gabriel Manastırı'nda şu anda 70-80'e yakın kişi hala yaşamaktadır.
Bugün de Süryani kilisenin en önemli merkezlerinden biri olan Manastır Hz.İsa’nın konuştuğu dil olan Aramice’nin bir diyalektiği kabul edilen Süryanice ile duanın, ibadetin genç kuşaklara öğretildiği en etkin merkezlerden biri konumundadır.

Mor kelimesi Süryani litaratüründe metropilit anlamı taşımaktadır. Metropolitler yapı içerisindeki özel mezarlık bölümünde topraksız taş lahitler içinde

ayin kıyafeti ile iskemleye oturur vaziyette ve kıyamet günü ön saflarda İsa Mesihi karşılamak üzere doğu yönünde gömülmektedir. Sonra gelen metropolit öldüğünde öncekinin kemikleri bir kenara alınarak aynı şekilde gömülmektedir.

Rivayete göre, Mor Gabriel tevazu olarak kendisin yer altına ve topraklı olarak gömülmesi istemiş tir. Bugün o toprağa dokunarak şifa arayanlar olduğu da ifade edilmiştir.






Mardin Sokakları

Mezopotamya'nın kızıl-kahve masalsı şehri. Şehir merkezi dışında hala taş ev mimarisinin korunması nedeniyle turizm açısından gelecek vaat eden ve görülecek yerler listesinde tüm yapılar dışında önce sokakları gelen şehir. Binlerce yıllık tarih dolu sokaklarda kesinlikle yürümeli, taş evler,köprüler arasından geçerken tarihe karışmalısınız. Ben en çok sokaklarını sevdim Mardin'in.




Ben gittim, gördüm ve çok sevdim. Fotoğraflarda gördüğünüzden çok daha destansı bir şehir. Kesinlikle gitmenizi tavsiye ederim.

Öpüldünüz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar