6 Nisan 2020 Pazartesi

Dostoyevski Üzerine Notlar - I





Kimdir?

Dostoyevski, Mihail ve Mariya Dostoyevski'nin oğlu olarak 11 Kasım 1821 tarihinde Moskova'da doğmuştur. Altı çocuklu ailenin ikinci çocuğu olan Dostoyevski, çocukluğunu çoğu zaman sarhoş bir baba ve hasta bir anne arasında geçirmiştir. İlköğrenimini Moskova'da yapmıştır. Annesi tüberküloz hastalığı yüzünden öldüğünde, sert disipliniyle tanınan Petersburg Mühendis Okulu'na gönderilmiştir. Arkadaşları tarafından, sinirli ve aşırı duyarlı bir yapıya sahip olduğu için "Ateş Fedya" lakabı verilen Dostoyevski, Petersburg'da zamanını kitap okuyarak, düşüncelere dalarak ya da kardeşi Mihail ile söyleşerek geçirmiştir. Babasının 1839'daki ani ölümünü burada öğrenmiştir.

" Acı çekmek, büyük bir zekaya ve geniş bir kalbe sahip olan bir insan için kaçınılmazdır. Bence tüm büyük insanlar, dünyada gerçekten acı çekmiş insanlardır. "

Babasının ölümünü Petersburg'dayken öğrenen Dostoyevski, onun ölümünü istediği düşüncesi yüzünden depresyona girmiştir. İlk sara nöbetlerini hayatının bu evresinde geçirmeye başlamıştır. Petersburg Mühendis Okulu'nu başarıyla bitirerek, asteğmen rütbesiyle Petersburg'daki İstihkâm Müdürlüğü'nde göreve gönderilmiştir. Askerlikten nefret eden Dostoyevski, 1 yıllık görevinden istifa ederek yazarlığa başlamıştır.

Sibirya Öncesi

Ordudan ayrıldıktan sonra kurgusal roman yazmaya başlayan Dostoyevski'nin ilk kitabı İnsancıklar (Bednye Lyudi) ilk olarak 1846 yılında yayımlanmıştır. Dostoyevski, toplumun acımasız şartlarında ihtiyar bir adamın biçare bir kıza duyduğu sevdayı iç dünyasındaki derin çatışmalarla işlemiştir.  Halkın sıcak ilgisiyle karşılanan bu kitaba, eleştirmenler tarafından methiyeler düzülmüştür. Hatta dönemin ünlü eleştirmeni Belinski, romanı okuduktan sonra Dostoyevski'ye gelecekte büyük bir yazar olacağına dair övgü dolu sözler söylemiştir. Şair Nikolay Neksarov, Dostoyevski hakkında "Yeni bir Gogol doğdu" diye konuşmuştur. Yazarlıkta ün sağladıktan sonra 1846 yılında Gogol esintileri bulunan kitabı "Öteki" veya "İkiz"  (Dvoynik) yayımlanmıştır. Dostoyevski bu eserinde, kendini ortadan kaldırmaya çalışan benzeriyle sürekli çatışma halinde bulunan bir memurun hikâyesini anlatmıştır. Bu romanda ele aldığı çift kişilik temasını daha sonra bazı romanlarında da kullanmıştır. Bir önceki kitabında övgüler alan Dostoyevski, bu kitabı ile Belsinki dahil eleştirmenlerden geçer not alamamıştır. Kitap dönemin eleştirmenleri tarafından sıkıcı bulunmuş ve alay konusu olmuştur.

1847 yılında ise Ev Sahibesi  isimli romanı yayımlamıştır. Dostoyevski bu eseri ile de beklediği övgülerin aksine olumsuz eleştiriler almıştır. Bunun üzerine Dostoyevski ruhsal çöküntüye düşmüştür ve üzüntüden hasta olmuştur. Ancak yazarlığı bırakmayan Dostoyevski, 1848 senesinde Beyaz Geceler  ve Bir Yufka Yürekli  adlı kitapları yayımlatmıştır. Bir Yufka Yürekli adlı eseri, yazara itibarını yeniden kazandırmıştır fakat beklediği başarıyı elde edemeyen Dostoyevski'nin umudunu kırmıştır. Yazarlıkta ümidini kaybeden Dostoyevski, politikayla ilgilenmeye başlamış ve Petrashevski  Çevresi olarak adlandırılan monarşizm karşıtı bir edebiyatçı tartışma grubuna katılmıştır. Bu çevresi nedeniyle, Belsinki'nin yasaklı olan Gogol'a Mektuplar ( ve bir kaç yasak kitap daha) kitabını bulundurmakla suçlanmıştır ve bu suçlama sonucunda Çar I. Nikolay'a aleyhinde komploya karıştığı iddiasıyla tutuklanarak, Sibirya'ya sürgüne gönderilmiştir.

Sibirya'ya Sürgün
Ölüm cezasına çarptırılan Dostoyevski, sekiz ay hapishanede yattıktan sonra diğer komplocular  ile birlikte  idam edilecekleri yere götürülmüştür. Tam kurşuna dizilmek üzerelerken af kararı çıkmıştır. İdam cezası, dört yıl kürek ve altı yıl adî hapis cezasına dönüştürülmüştür.




Dostoyevski, idam sahnesi


Dostoyevski, ölümle burun buruna kaldığı bu süreci "Mektuplar" adlı eserin şu şekilde ifade etmiştir : 


“Bugün 22 Aralık’ta hepimizi Semyonovski meydanına götürdüler. Orada bizlere ölüm hükmümüz okunduktan sonra öpmemiz için haç verildi ve başımızın üzerinde hançer kırıldı. Mezar tuvaletlerimiz de (beyaz gömlekler) hazırlanmıştı. Sonra içimizden üçünü ölüm cezasını yerine getirmek için kazıklardan yapılmış çitin önüne götürdüler. Ben altıncı sıradaydım. Üçer kişilik topluluklar halinde çağırıyorlardı bizi. Ben ikinci toplulukta olduğum için bir dakikadan fazla ömrüm kalmamıştı. O zaman seni düşündüm kardeşim benim. Son anımda kafamda yalnız sen vardın. Son ayrılıkta en yakınımda duran Plestceiev ile Dourov’u kucaklamak için vaktim vardı. Sonra çekilme emrini duyduk. Direklere bağlanmış olanlar geri getirildiler ve bizlere Çar hazretlerinin hayatımızı bağışladığını bildiren yazısını okudular.”
  Omsk'taki Hapishane


Suç ve ceza kavramları ile en yoğun şekilde tanışacağı Sibirya'daki Omsk Kalesi'ne sürülmüştür.Kürek mahkûmu olduğu süre de, kolları damgalanmış, kafası tıraş edilmiştir. Sara nöbetleri yüzünden birçok kez hastaneye kaldırılmıştır. Burada geçirdiği süre  İncil'i ve mahkûmlardaki gönül zenginliğini keşfetmesine olanak sağlamıştır. Ve mahkûmluk süresinde tanıdığı insanları "kara halk" olarak adlandırmıştır. Yine "Mektuplar'da" şu şekilde anlatmıştır durumu :


“Tobolsk’da mahkûmlarla tanışmıştım. Omsk’da ise dört yıl süreyle, onlarla beraber yaşamak zorundaydım. Sert, kızgın ve acı kişilerdi. Asalete olan düşmanlıkları sonsuz olup asıl olan bizlere sınırsız bir düşmanlık ve nefretle bakıyorlardı. Ellerinden gelse çiǧ çiǧ yerlerdi bizi. Nasıl bir tehlike içinde bulunduǧumuza kendin karar ver. Onlarla aynı adetleri paylaşmak, beraber yemek yemek, aynı yerde uyumak ve bize devamlı olarak yapılan hakaretlere asla itiraz edememek.”
Dostoyevski (sol başta), hapishane günleri , 1853



Sibirya'dan Sonra

Sürgünde geçirdiği dört senenin ardından 1854 yılında kürek cezasından kurtulmuş ve er er rütbesi ile kışla hizmetine verildi. Semipalatinsk'te zorunlu ikamete mahkûm edildi. Burada bulunan Alayın Yedinci Hat Taburunda beş yıl görev yaptı. Subaylığa kadar yükseldi. 

1859'da ordudan terhis edilerek Moskova dışında küçük bir yerde kalmaya zorlanan Dostoyevski, özgürlüğüne kavuştuktan sonra Petersburg'a dönmüştür. Kardeşi Mihail ve arkadaşı N.N. Strahov ile birlikte Vremya (Zaman) ve sonra da Epoha (Dönem) adlı dergileri hazırlamıştır. Bu dergilerde Slavcı düşünceyi savunduğunu belirten yazılar yazmıştır. Ezilenler  ve Ölüler Evinden Anılar adlı eseriyle kendinden söz ettirmiştir. 1863 yılında arzuladığı Avrupa seyahatini gerçekleştirmiştir. Sara nöbetleri ve kumar borçları yüzünden sıkıntıya düşen ve yayımcılardan yazmadığı romanların avanslarını alarak yaşayan Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar adlı yapıtı 1864 yılında yayımlanmıştır. Suç ve Ceza ve Kumarbaz  adlı yapıtları 1866 yılında yayımlanmıştır. Sibirya'dan ayrılana dek roman yazmama kararı alması nedeniyle, Suç ve Ceza adlı romanını 1868 yılında Semipalatinsk'te bulunduğu zaman Roussky Slovo dergisi için uzun bir hikaye olarak tasarlamıştır. 
Dostoyevski'nin yazdığı Budala  eseri 1866, Ebedi Koca  ve Ecinniler 1872 yılında yayımlanmıştır. Bütün bu başyapıtlar birbirinin izlemiş ve karısı öldükten sonra sekreteri Anna Grigoriyevna Snitkina ile evlenmiştir. Yeniden  borç batağına düşen ve kumaranelerde dolaşmaya başlayan Dostoyevski, bir kız çocuk sahibi olmuştur. Ancak kızı doğduktan kısa süre sonra ölmüştür. Dostoyevski de bu yüzden büyük bir sarsıntı geçirmiştir. 1875'te Delikanlı, 1876'da Bir Yazarın Günlüğü ve 1879'da Karamazov Kardeşler  adlı romanları yayımlanmıştır. Hayatı boyunca eserlerinde işlediği temaları yeniden ele aldığı, insan duygularının derinliğine inen eserler yazan Dostoyevski, Karamazov Kardeşler'de Ivan ve Alyosha Karamazov adlı karakterler için filozof Vladimir Sergeyeviç Solovyov'dan ilham almıştır.  Zosima ve Alyosha'nın öne çıkacağı Bir Büyük Günahkarın Yaşamı adlı eseri tamamlayamamıştır. 1881 yılının Ocak ayında bir ciğer kanaması geçirerek yatağa düşmüş ve 28 Ocak 1881 tarihinde ölmüştür. 

31 Ocak'da yapılan cenaze töreninde tabutunun arkasından tam 30 bin kişi yürüyerek onu onurlandırmıştır.



31 Ocak 1881, Dostoyevski'nin Cenazesi



Ölümünden sonra ve hatta günümüzde  birçok fikir onun öncüsü haline geldiği gerçekçilik akımından ve yazdığı kitaplardan etkilenmiştir. 20. yüzyılda birçok kişi onun düşüncelerini temel almıştır. Dostoyevski batılı ülkelerin edebiyat yaşamında büyük bir rol oynamış, özellikle varoluşçuluğun da temel kaynaklarından sayılmıştır.



"Göremeyeceğim ufuklarını, 
Doğduğum ilin; 
Suçum yok ama mahkûmum 
Ömür boyu acı çekmeye. 

Damda baykuş ötecek, 
Sesi ormana yayılacak, 
Kalbim kederle sızlayacak, 
Ama ben orada olmayacağım…”


Ölüler Evinden Anılar, Dostoyevski




NOT: Bir sonraki Dostoyevski notlarımızda kendisinin yazdığı kitapların kronolojik listesi, Dostoyevski'nin az bilinen özellikleri hakkında konuşuyor olacağız.

Öpüldünüz.

2 yorum:

  1. Dosteyevski okuduğunuzu ve sevdiğiniz için çok sanslisiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, sanırım herkesin okuması gereken bir yazar :)

      Sil

Popüler Yayınlar